Deri sarkması, kilo kaybı, yaşlanma ya da hamilelik sonrası en sık karşılaştığımız cilt sorunlarından biridir. Sadece krem sürmekle ya da bol su içmekle tamamen geçmesi pek mümkün değil.
Sarkma hafif düzeydeyse, cildin elastikiyetini artıran bazı destekler işe yarayabilir. Mesela düzenli egzersiz yapmak, kollajen destekleri kullanmak, bol su içmek, dengeli beslenmek... Bunlar cildi bir miktar toparlayabilir ama mucize beklememek lazım.
Orta ya da ileri düzeyde sarkmalarda ise artık işin içine medikal ya da cerrahi çözümler giriyor. Radyofrekans, lazer gibi cilt sıkılaştırıcı uygulamalar hafif toparlama sağlar. Ama karın, kol ya da bacak gibi bölgelerdeki ciddi sarkmalar için çoğu zaman tek etkili çözüm ameliyatla fazla derinin alınmasıdır.
Kısacası, sarkmanın derecesi önemli. Hafifse desteklerle toparlanabilir ama ileriyse profesyonel müdahale gerekir. Her durumda önce bir plastik cerraha görünmek, doğru yol haritasını birlikte çizmek en doğrusudur.
Hızlı kilo kaybı sonrası en sık gördüğümüz şeylerden biri deri sarkmasıdır. Çünkü cilt, yağ dokusu küçülse de boşalan alanı hemen toparlayamaz. Özellikle fazla miktarda kilo verildiyse ve bu süreç çok hızlı olduysa, cilt kendini toparlamakta zorlanır. Gebelik sonrası özellikle karın bölgesinde ciddi deri sarkmaları görülebilir. Bunun en etkili tedavisi karın germe ameliyatıdır.
Genç yaşta, yavaş ve dengeli zayıflayan kişilerde cilt bir miktar kendini toparlayabilir. Bu noktada düzenli egzersiz yapmak, özellikle kas kütlesini artırmak çok önemlidir. Çünkü kas dokusu cilde içeriden destek olur ve o boşluk hissini azaltır. Ama yaş ilerledikçe, kolajen üretimi azaldıkça bu toparlanma da yavaşlar. Sarkma belirginse, sadece spor ve beslenmeyle toparlamak pek mümkün olmaz. O durumda radyofrekans, HIFU gibi işlemlerle desteklenebilir. Ama fazla deri varsa, gerçek çözüm genellikle cerrahidir.
Yani zayıflamak harika bir başarı ama vücut şekillendirme kısmı ikinci bir aşamadır. Deri kendini bir yere kadar toparlar, sonrasında destek şart olur.
Gevşek deri, özellikle hızlı kilo verince ya da yaş ilerledikçe ortaya çıkan, çoğu kişinin rahatsız olduğu bir durumdur. Ve ne yazık ki sadece “sür-geç” tarzı kremlerle mucize yaratmak mümkün değildir.
Gevşeme yeni başlamışsa ve çok ileri düzeyde değilse, düzenli egzersiz, bol su tüketimi ve kollajen gibi desteklerle cilt bir miktar toparlanabilir. Özellikle ağırlık çalışmaları, kasların alt dokuyu doldurmasına yardımcı olur ve bu da cildi daha gergin gösterir.
Ama gevşeklik ilerlediyse, daha etkili yöntemlere ihtiyaç duyulur. Radyofrekans, HIFU (ultrasonik sıkılaştırma), lazer gibi cihaz destekli işlemler cildi uyararak kolajen üretimini artırır. Bunlar cerrahi olmayan ama toparlama etkisi olan uygulamalardır.
Sarkmanın derecesine göre bu sorunun cevabı değişir. Eğer sarkma hafif düzeydeyse, yani ciltte sadece biraz gevşeme varsa, ameliyatsız yöntemlerle toparlama sağlanabilir. Radyofrekans, HIFU, lazer gibi teknolojilerle ciltteki kolajen üretimi uyarılır ve zamanla bir sıkılaşma gözlenir. Ama ciltte belirgin bir fazlalık varsa, yani deri bollaşmışsa, kendi başına toplanması çok zor. Bu durumda hiçbir cihaz ya da krem fazla deriyi ortadan kaldıramaz.
Ameliyatsız yöntemler burada sadece bir miktar sıkılaştırma sağlar ama gerçek anlamda sarkmayı yok etmez.
Kısmen, evet. Ama tamamen mi toparlar? Ne yazık ki hayır.
Cildin toparlanma kapasitesi yaşa, genetik yapıya, kilo kaybının hızına ve cildin elastikiyetine bağlıdır. Genç yaşta, yavaş ve sağlıklı şekilde kilo veren birinin cildi bir miktar toparlayabilir. Özellikle kolajen üretimi iyi olan kişilerde bu süreç daha belirgin olur. Ama bu toparlanma, genellikle sınırlı düzeydedir.
Hızlı kilo verildiyse, yaş ileriyse ya da cilt yapısı zaten elastikiyetini kaybetmişse, sarkan deri kendi başına eski haline dönmez. Çünkü o noktada ciltteki kolajen ve elastin lifleri artık yeterli desteği veremez hale gelir.
O yüzden “Bekleyelim belki toplanır” demek bazen sadece zaman kaybı olur. Ne kadar toparlayabileceğinizi öğrenmek için en doğrusu bir uzmana görünmek ve cildin mevcut durumunu değerlendirmektir.
Sarkmanın derecesine göre çözüm değişir. Hafif sarkmalarda düzenli egzersiz, kas kütlesi artışı ve kolajen destekleri cildi bir miktar toparlayabilir. Orta düzeydeki gevşeklik için radyofrekans, HIFU gibi cilt sıkılaştırıcı uygulamalar yardımcı olur. Ama deri sarkması çok fazlaysa, genellikle cerrahi müdahale gerekir. Her durumda süreci bir uzmanla birlikte değerlendirmek en doğrusudur.
Hafif sarkmalar, genç yaşta ve yavaş kilo verildiyse zamanla bir miktar toparlanabilir. Ancak ileri düzey sarkmalarda cilt kendi kendine toparlanmaz çünkü elastik lifler eski haline dönemez. Özellikle karın, kol ve bacak gibi bölgelerde fazla deri kaldıysa, bu fazlalık kalıcı olur. Bu durumda destekleyici uygulamalar ya da karın germe, kol germe, uyluk germe ameliyatları gerekir. Yani her sarkma kendiliğinden geçmez, sarkmanın derecesi önemlidir.
Bu tamamen kişiye bağlıdır; net bir kilo sınırı yoktur. Ama genelde vücut ağırlığının %10-15’inden fazlası hızlı şekilde verildiğinde deri sarkması riski belirginleşir. Örneğin 100 kiloluk bir kişi 10-15 kilo ve üzeri kaybettiğinde, özellikle bu süreç birkaç ay gibi kısa sürede gerçekleştiyse cilt toparlanmakta zorlanabilir.
Yaş, genetik yapı, cildin elastikiyeti, kas oranı ve kilo verme hızı gibi faktörler bu süreci etkiler. Yani sadece kaç kilo verildiği değil, nasıl verildiği de sarkma riskini belirler. Kontrollü ve dengeli verilen kilolar genelde cildin daha iyi adapte olmasını sağlar.
Daha fazla bilgi için Op.Dr. Bora Yücel ile iletişime geçebilirsiniz.